Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Ağustos, 2015 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

kokuşma

tamam.. süte su, pirince taş katan teraziye ayar çeken esnaf zihniyetinin tohumlarısınız biliyoruz.. kalite üstünüzde iyi durmadığından mıdır nedir her şeyin ucuzunu kaçağını çakmasını yapmaya alışkınsınız ona da eyvallah.. her türlü hileyi hurdayı dümeni iyi çevirirsiniz.. birilerini kazıklamayı kandırmayı kullanmayı da en iyi siz bilirsiniz ona da tamam.. ama yani insan hayatı boyunca en fazla bir kere lazım olabilecek can yeleğine üç kuruş için hile karıştırıp zaten ölümü n pençesinden zor kurtulmuş can havliyle kendini denize atmış mültecileri, bile isteye ölüme göndermek nasıl bir hainliğin nasıl bir alçaklığın tohumudur ya.. adı üstünde can yeleği, en gerekli olduğu anda hayat değil ölüm saçan yelek yapıp satmak nasıl bir aşağılık cibilliyetin devamıdır.. bu nasıl çürümüşlük bu nasıl vicdan kararmasıdır.. bu ülkedeki tepeden tırnağa kokuşmuşluğu bu sevgisizliği bu kötülüğü aklım almıyor, içim kabul etmiyor, ruhum bulanıyor bilincim kusuyor.. bu yaratıklarla aynı atmosfe...

sultanahmet

bundan tam 1484 yıl önce şimdiki sultanahmet meydanının olduğu yerde büyük bir hipodrom vardı.. daha eskilerde gladyatörler yarışırken sonradan bizans döneminde atlı araba yarışları düzenlenmiştir.. halk o zaman da maviler ve yeşiller diye ikiye ayrılmıştı.. 532 yılında imparator justinyen ve karısı theodora, konstantinopolis yani istanbul tarihinin en kanlı ayaklanması olan nika ayaklanmasını bastırmıştır.. yönetimden memnun olmayan halk günlerce nika nika nika diye ayaklanm ış.. heryeri yakıp yıkmaya başlamış imparatoru tahtından indirmeye çalışmıştır..! jüstinyen, karısı theodoradan aldığı akılla, halkı.. gelin la uzlaşacaz diye kandırarak hipodroma toplamış eline bir incil alıp sallayarak.. ey halkım evlerinize dönün akıllı olun ben imparatorum, tanrının yeryüzündeki gölgesiyim.. ben ne dersem o olur dese de.. halkı nika nika yani zafer diye çemkirmeye devam edip üstüne yürümüştür..! köşeye sıkışan justinyen tiz gemimi hazırlayın kaçacağım diye emir yağdırırken o yılan...