Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Mayıs, 2017 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

anneler günü

böyle, takvime zoraki teğellenmiş analı babalı özel günlerde bir yandan büyüklerimi arayıp, cıvıl cıvıl seslerini duyup, hayır dualarını alıp mutlu olurken, öte yandan annesi olmayan yavruları, yavrusunu kaybetmiş anaları düşünüp derinden üzülürüm.. zamanla kabuk bağlayan yaraları böyle günlerde daha çok kanıyordur diye düşünürüm.. anasından, babasından, yavrusundan zamansız ayrılmış, hayata karşı gardı düşmüş herkesi gözlerindeki hüzünden, yüzlerindeki ince kederden bilir, boynunun bükülmüş açısından tanırım..  yavruların analarından, anaların, yavrularından kopartılmadığı bir dünya ümidiyle, başta, ömrü çile, acı, keder ile geçmesine rağmen hayata karşı dik duruşunu hiç bozmamış, bir gün bile pes etmemiş, kendi deyimiyle ‘hayat bizi silkelemeye çalışıyor üstünden ama biz eteklerine sıkıca yapışmış bırakmıyoruz onu ısrarla’ diyen, güçlü, dirayetli güzel annemin ve bu topraklarda var olmuş, nice acılarla yoğrulmuş tüm annelerin ellerinden öpüyorum.. anneler ölmesin evlatlar...

enteresan hayaller serisi

hava tam; bahçesinde ıhlamur ve iğde ağaçları olan ahşap bir evin çardağında, bir sallanan sandalyeye uzanıp bir o yana bir bu yana yaylanırken; ayın yapraklarla oynaşmasını izleyip enteresan hayallere dalmalık..

güzeldir hayat

toprağın derinliklerinden hediye edilen evrenin gizemli enerjisini, kendi öz varlığıyla damıtıp dalından budağından esirgemeyen bir çınar ağacının, baharda sürgün süren acemi bir tomurcuğuna, yeşil bir umudu şifrelemesi kadar taze ve güzeldir bazen hayat..

deniz gezmiş

çok eskiden bir gün, bir arkadaşın kitap evinde takılırken zıpır bir kız girdi içeri.. altı mayıs öncesiydi, kitap evinin her yeri deniz gezmiş posterleriyle doluydu.. kız baktı baktı kim bu yakışıklı ya her yere fotosunu asmışsınız dedi.. o yakışıklıyı idam ettiler dedik, anlattık mevzuyu.. o zıpır kız oturup bir tabureye hüngür hüngür ağladı hiç unutmam.. sonra onu daha yakından tanımak istiyorum dedi.. uzandım ordan, erdal öz'ün gülünün solduğu akşam kitabını verdim al bunu oku dedim gönderdim.. bir kaç gün sonra gene geldi.. ben de deniz olmak istiyorum dedi.. onu tanımak onu anlamak onun gibi olmak istiyorum dedi.. benzeri sebeplerle devrimci olan o zamanki bilincim onu sarıp sarmaladı.. uzun uzun sohbetlerimiz oldu.. ona üniversiteye ilk geldiğimde deniz gezmişçileri ararken nasıl devrimci olduğumu anlattım, gülüştük.. o tatlı ve duyarlı kız nerededir şimdi bilmiyorum ama deniz gezmiş hala burada.. az sonra bir kez daha son mektubunu yazıp yoldaşlarıyla vedalaştıktan sonra, ...