Kaç gündür
sosyal medyada dönen ölü yıkayıcılığı geyiklerine bir anımla katkıda bulunmak
ister bu deli gönül.. az yaklaşın hele toplaşın anlatayım
Bundan
yıllar yıllar önce facebook twitter instagram filan hatta msn mesenger bile
yokken yeryüzünde.. mırç diye bir sohbet platformu vardı.. nam-ı diğer chat
(okunuşu çet) odaları.. bilen bilir..
O zamanlar
bilgisayar bile herkeste yoktu.. bi valinin evinde bir de bizde vardı.. cep
telefonları falan niyette bile yoktu.. internete sabit telefon üzerinden erişim
sağlanmaya çalışılır bağlanırken yarı ömrün giderdi.. o kadar uğraştan sonra o
değişik bağlandı sesini duymak bile insana tarifsiz bir mutluluk verirdi..
internetten bir şeyler indirmenin ise çook meşakkatli olduğu dönemlerdi..
Neyse işte o
zamanlarda hele bi bakayım chat odalarında halkımız ne yapıyor diyerek.. o
salon senin bu salon benim fink atıyorum.. tabi aslında kültür sanat edebiyat
felsefe sayfalarını arıyorum ki.. tuhaf nicki olan biri sürekli peşimden
geliyor.. hangi salona girsem peşimde mesaj yazıyor cevap vermiyorum.. bilen
bilir.. slm, asl, pls kısaltmaları taa o zamanlara dayanmaktadır..
neyse bu
vadandaş sürekli peşimde.. döndüm en son dedim ..neden beni takip ediyorsun..
dedi işte tanışmak istiyorum nickinizi beğendim filan.. tanışma benimle pişman
olursun diye çemkirdim.. neden dedi.. dedim sende sonuçta erkeksin baştan böyle
peşimden koşup uğraşıyorsunuz.. sonra da terkediyorsunuz.. adam şaşırdı..
nerden çıkardın ben öyle bir şey yapmam dedi.. yaparsın dedim.. özellikle
mesleğimi öğrendiğin zaman kesin sende beni terkedersin..
adam daha bi
merak saldı.. mesleğin ne ki diye sordu tedirginlikle.. ölü yıkayıcısıyım
dedim.. uzun bir sessizlik oldu.. kaçtın değil mi sende kaçtın biliyordum işte
filan yardırıyorum ben.. neyse adam toparladı yok canım ne alakası var sonuçta
o da bir meslek filan.. sonra ben bunu iyice inandırdım.. foto falan yolladı
ankarada makina mühendisiymiş.. temiz yüzlü bir oğlan.. ben de buna latin bir
dilberin fotosunu yolladım.. o zamanlar altavista ve yahoo vardı.. google henüz
kısa donla dolanan sümüklü bir bebekti.. ölü yıkamayla ilgili herşeyi öğrenip
ona anlatıyordum.. şimdi düşünüyorum da o da pek normal değilmiş.. yada bir gün
o latin güzelle tanışmanın hatrına katlanıyormuş belki de
Neyse işte
günlerce konuştuk.. bazen sustuğumda saatlerce mail yazıyordu.. neredesin
diye.. özledim..sensiz yapamıyorum falan diye.. ben de ölüm ile yaşamın
birleştiği o ince çizgideyim diyordum.. adam manyak olmuştu yazdıklarım, yüzüm,
mesleğim arasındaki gelgitlerin çelişkilerin girdaplarında heder olmuştu..
birgün çok sinirliydim neyin var noldu dedi.. dedim sitemizi çökertmişler.. ne
sitesi dedi.. bizim mesleki site dedim.. bi baksana sende çalışıyor mu dedim
yolladım www.yikayici.com açılana kadar dene dedim.. deniyorum
deniyorum saatlerdir açılmıyor yazmış.. (yazık la) başladım küfretmeye nasıl
böyle bir şey yaparlar o kadar zararlı site var bizden ne istiyorlar falan..
Sonra adam
kendini iyice kaptırıp Bursaya geleceğini, bundan kelli bensiz olamayacağını..
beni hayatının ölü yıkayıcısı yapmak istediğini ısrarla beyan etmesi üzerine
ben kaçıp kayıplara karıştım tabi.. Bursaya gelmiş midir.. adli tıbba gidip
Nebahat adında latin güzeli bir ölü yıkayıcıyı aramış mıdır.. bulamayınca
yaşadığı hayal kırıklığıyla bunalıma girmiş midir bilemem.. affetsin beni.. ama
kendi kaşınmıştı.. ben ne yapayım
Yorumlar
Yorum Gönder