Bir film
izlemiştim insanlığın yakın geleceğinde terörizmin, kör karanlığın vahşetin
insanları getirdiği distopik bir dünyada geçiyordu.. efenim bu saydıklarımdan
dolayı üçüncü dünya savaşı çıkıyor, insanlar katlediliyor kan su gibi akıyor..
herkes birbirini yok etmeye çalışıyordu uzak ola..
Ortalık
birazcık durulunca bilim insanları bir aşı geliştiriyorlar.. insan beyninde
hırs, bencillik, şiddet ego vb duyguları yokeden bir ilaç.. herkes hergün bu
aşıyı almak zorunda.. savaşsız bir dünya uğruna
alıyorlar da.. bir süre dünya güllük gülistanlık.. herşey olması gerektiği gibi
işliyor, savaşlar bitiyor, insanlar nizami bir şekilde hayatlarını devam
ettiriyorlar olması gereken kurallar çerçevesinde..
Ama o da ne
birileri bu aşının sadece şiddet, hırs, vahşet gibi duyguları değil.. yan etki
olarak aşk, sevgi gibi iyilik merhamet gibi bütün duyguları yok ettiğini
farkediyor.. yöneticiler tarafından pek önemsenmiyor bu mevzu tabi.. çünkü
kavgasız belasızdır ortalık.. varsın olmayıversindir.. ve dahi insan
duygularının iyisiyle, kötüsüyle birlikte ve organize var olduğunu bildikleri
için insan duygularını harekete geçirebilecek herşeyi yasaklıyorlar.. kitapları
yakıyorlar, müzikleri sonra kültür sanat adına ne varsa yasaklıyorlar.. hatta
parfümü kokuyu bile yasaklayıp yokediyorlar.. geometrik ölçülü siyah beyaz bir
dünya yani..
Bir süre
sonra ‘her yasak kendi isyancısını yaratır’ hesabı birileri işlerin pek de
yolunda gitmediğini anlayarak isyana başlıyor.. verin bizim duygularımızı,
onlar olmadan biz insan olamayız, hayat mı bu be, batsın bu dünya minvalinde
haykırarak isyan ediyorlar.. ve yeraltına çekilip geçmişte din dil ırk adına
karşı karşıya gelen insanlarla ortak bir paydada buluşup örgütlenmeye
başlıyor.. çünkü artık tüm bu ayrımlardan çok daha önemli bir sorunları vardır..
tek bir şey istiyorlar, duygularını.. insanlıklarını..!
Yani
diyeceğim o ki.. insan hayatından duyguları çıkar.. sevgiyi, aşkı, tutkuyu
velhasıl hissiyatı çıkar insandan ne kalır ki geriye.. bunu anlamak için daha
ne kadar kan dökmeliyiz bu coğrafyada.. ne kadar ölmeliyiz daha, kürt olduğumuz
için, türk olduğumuz için, ermeni, alevi, rum, muhalif velhasıl öteki olduğumuz
için daha ne kadar ölmeliyiz bu gezegende.. daha ne kadar insanlıktan
çıkmalıyız ki kıymetini anlayalım insan olmanın.. hele bakın etrafınıza.. bakın
geldiğimiz noktada dünyanın içine ettik elbirliğiyle.. kabul edelim başarısız
olduk.. sınıfta kaldık.. yazıklar olsun insanlığımıza da.. türümüze de.. keşke
irice bir meteor çarpsa da gezegenimize.. dinazorlar gibi kurusa soyumuz..
hakettik bence..
Yorumlar
Yorum Gönder