Kapitalizm
gölgesini satamadığı ağacı keser demiş sakallı ne kadar da doğru..
insan
hayatında bazen doğallık arar.. insanın kirli kapital elinin değmediği bakir
topraklar arar ya.. onlardan biriydi eskiden olympos..
her fırsatta
bir kaç gün olsa da kaçarım o iki dağın arasında çardaklarda efil efil çam
kokusu eşliğinde nefes alıp bünyeyi huzura gark ettiren yönünü.. antik
uygarlıkların buz gibi dereyle soğutulduğu ateşin kalbinden denize yürüyüp
tatlı ile tuzlunun herşeye inat birleştiği noktadan
feyz alıp.. her an bir alexandr bir marianın kah cilveleşmesini kah kavgasını
duyabileceğin kalıntılardan oluşmuş aykırı ve marjinal bir yeri.. yani
olymposu.. severdim..
insanları
cezalandırmak için karanlığa mahkum eden tanrılardan ateşi çalıp insansoyunu
aydınlığa kavuşturan prometheusun yurdu olan olymposu..
ama gel gör
ki.. kapitalist rant eliyle oranın kıymetini bilmememiş, anlamamış.. ve
anlamayacak olan sırf değişiklik olsun diye sırf marjinallik olsun diye tükete
tükete bitiremediği egosuna yeni kurbanlar arayışıyla gelip sıkılacağı bir yer
olmuş olympos..
çekirge
sürüsü gibi dadanıp kuruttuğunuz bu yer, bu yerler bizim nefes alanımız
bilesiniz a conconlar.. a tatmin olamamış gençlik.. a duygudan ziyade
apışarasına endexlenen zihniyet..
orası
bizim.. gidin kendinize başka oyuncaklar bulun.. orası bizim gibi hala duygu
hala samimiyet hala iki gram huzur istiyorum diyenlerin mekanı..
size heryer
piyasa.. lütfen bizi rahat bırakın sadece selfie çekmeye gelenler.. dostlar
alışverişte görsün diyenler.. o antik ruha taş toprak diyenler.. duygusuz
hissiz insanlar.. iki kötü yerimiz var lütfen onlara da dokunup kirletmeyin..
lütfen..
Yorumlar
Yorum Gönder