Bir an için
gözlerinizi sıkıca kapatın. Varsa kendi çocuğunuzu, yoksa yeğenlerinizi yoksa
komşunuzun arkadaşınızın çocuğunu gözünüzün önüne getirin. O kırmızı kurdelalı
o kıvır kıvır saçlı o nazlı bakışlı kızları, o yaramaz küçük adamları bir düşünün.
Ne kadar tatlılar değil mi. Düşünürken bile insanın içine bir sıcaklık bir
gülümseme oturuyor dudaklarınıza.
Sonra sapık
iğrenç bir yaratığın hoyrat ellerinin o çocuğun bedeninde gezindiğini düşünün.
O dokunmaya öpmeye kıyamadığınız, o saçının bir teline
gözünün bir damla yaşına dünyaları yakacağınız yavrulara şehvetle yaklaşan
birini düşünün. Düşünemediniz değil mi ? Öfkeyle gözlerinizi açtınız. Daha
ilerisini düşünmek bile istemiyorsunuz.
İşte
düşüncesini bile beynimizin almadığı midemizin kaldırmadığı bu iğrenç muameleyi
ülkemizde yaşayan o kadar çok çocuk var ki. Ve o çocuklar sahipsiz, o çocuklar
neyin ne olduğunu bilmeden kendini kirli ve suçlu hissediyorlar. Onların
omuzlarına öyle ağır bir yük bindiriliyor ki ömür boyu normal bir insan olarak
yaşayamayacaklar.
Sonra, daha
yaşadıkları travmayı atlatamadan onları korumakla görevli birileri çıkıp bir
kereden bir şey olmaz diye açıklama yapıyor pişkin pişkin. Tecavüzcüleri,
tacizcileri hayatını kaydıran insanlar dini imanı kitabı kullanarak birer birer
ceza indirimi alıp elini kolunu sallayarak yeni kurbanlar peşinde dolaşıyor.
Bu çocukları
koruyamayan bu çocuklara yapılanlara göz yuman, üç kuruş para alıp sesini
kesen, çocuğunun yaşadığı insanlık dışı olayı hiç olmamış gibi kabul eden,
tecavüze uğrayanı değil tecavüzcüyü koruyan, bir kereden bir şey olmaz diyen,
bizi insanlığımızdan utandıran, çocukların gözüne bakamayacak duruma getiren ve
onları aklayan herkes her kurum bu suçun ortağıdır.
Yorumlar
Yorum Gönder