Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Mart, 2017 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

rüyalarım

rüya görmede çığır açtım, level atladım, hattrick yaptım.. uzun zamandır rüya görmeyen denişik bilinçaltım, inception, truman shov, matrix ve westworld karışımı bir rüya ile sahnelere geri döndü.. rüyamda böyle küçük bir kasabada yaşıyorum hayat güllük gülistanlık herkes mutlu, işine gücüne bakıyor, sorunsuz sıkıntısız bir yaşamın içerisindeyim.. sonra bir şey oluyor dejavu gibi bir şey yaşıyorum.. ben bu adamı daha önceden gördüm, ben bu anı daha önce de yaşadım filan diye sorgularken bir şey dikkatimi çekiyor.. bu kadar mutlu insan nasıl bir araya gelmiş olabilir bu bed gezegende, bu nasıl mümkün olur diye sorgulamaya başlarken aydınlanıyorum birden.. yaşadığımız hayatın gerçek olmadığını, birileri tarafından kurgulandığını fark ediyorum, haliyle huzursuz oluyorum.. yanımdaki insanlara bunu anlatmaya çalışıyorum.. kimse beni dinlemiyor anlamıyor.. bağırıp çağırıp isyan etmeye başlıyorum sonra.. birden resmi giysili insanlar geliyor sorun nedir falan diye soruyor.. onlara da ...

bir dal şiir

bir dal şiir, kulak memesi kıvamında iki aforizma, bir tutam edebi cümle, bir kuple sinema, iki dilim dost muhabbeti, bir çimdik müzik, yeter de artar karnı tok ruhu aç olanı doyurmaya..

erik çiçeği

içine erik çiçeği işlemiş bir bahar.. tazecik, naif yeşiliyle tomurcuklanmış, tutkulu bir aşka gebe değilse eğer.. yansın bu gezegen, kavrulsun insan soyu, utansın tüm sevdalar, kül olsun savrulsun evren, kalmasın..

hükümsüzdür..

insan bedeni yanıp pişerken dili şişip ağzından dışarı çıkıyormuş bilmiyordum dün öğrendim.. ciğerlerindeki su buharlaşarak köpürüp ağzından geliyormuş.. dün geceden beri unutmaya çalışıyorum unutamıyorum.. diri diri yanmak nasıl bir acı verir insana tahayyül edemiyorum.. çok ölüm gördüm, zulüm gördüm, katliam duydum dinledim ilk ağızlardan.. ama bu kadar hd kalitesinde bu kadar pervasız hissetmemiştim hiçbirinin acısını.. biz nasıl yaşayacağız ya bütün bu gördüklerimizden s onra.. biz nasıl unutacağız bu görüntüleri.. nasıl silip atacağız, hiç olmamış gibi mi davranacağız yoksa.. ne ağzımızda tad kaldı ne benzimizde renk.. biz iflah olur muyuz ya bu saatten sonra.. iki gram umudum vardı her şeye rağmen insanlık adına.. onu da bu vahşet ordusu ve bunlara sessiz kalan riyakar güruh alıp götürdü.. duygularımı da ruhumu da kaybettim ben.. kayda geçilsin, hükümsüzdür.. 

erik ağaçları

ah bu erik ağaçlarının apansız gelen bahara aldanıp, yaprağından önce beyaz çiçeklerini sunuşu.. sütbeyaz çiçeklerin, bohçasını toplamış giderayak olan kışa inat direnişi.. güzelliğini, sadeliğini insan ruhuna nakşedişi.. ah algıları büküşü, aşk ve tutku suçlarının trajedik çelişkisi.. insanı bir tutam deli kokusuyla yoldan çıkarışı.. insana, insan olduğunu hatırlatışı.. durduk yerde bünyeye yaşam sevinci aşılayıp aşık edişi.. ah baharın işbirlikçisi.. insan nefsinin naif hazcısı.. çaldığı hazzın daimi bekçisi.. ah bünyenin bir erik çiçeğine anlam yükleyişi.. aşkın, gözden azade öze tutunuşu, buram buram kokuşu.. ruhun o derin hazza varışı.. işte bunlar hep baharın gelişi..