ey dedim aşk; biz de isterdik şöyle yüreğinin güzelliği gül cemaline aksetmiş bir sevdicekle yürek yüreğe verip, yaprağından ayrı düşmüş bir ağacın serzenişine aldırmadan, bağrına yanımızı yaslayıp rengarenk hülyalara dalmayı..
biz de isterdik sararmış yaprakların hüzünlü ezgisini rüzgara fısıldayışına ruhumuzu yatırmayı.. bir görünüp bir kaybolan güneşin sıcaklığına tenimizi yaslayıp keyfetmeyi.. biz de isterdik ölüme, acıya, kedere değil huzura, dinginliğe, aşka giden kapıyı aralamayı..
ama gel gör ki izin vermiyorlar bize ey aşk.. aldığımız soluğu haram edip, iki çift muhabbeti, bir ağız dolusu gülüşü çok görüyorlar bize.. aşka, doğaya, ağaca, yaprağa, rüzgara sana bana herkese düşman, aldığımız nefese düşman bir karanlık ordusu var karşımızda..
öldürüyor bizi gün be gün.. en cesurumuz bedenini, en naifimiz ruhunu kaybediyor.. geride kalanlar ise el ele tutuşup yıldızlara bakıp hayal kuruyoruz, bir gün bu acıların biteceğine dair umut biriktiriyoruz başımıza dökülen yıldız tozlarından.. ama her gece bir yıldız daha kayıyor ve biz öylece bakıp duruyoruz ardından..
ey dedim aşk.. bir gün de ölüm değil, sen kes nefesimizi.. al aklımızı.. bu sonbahar çok vurulduk ey aşk.. çok kan kaybettik, kanımızla beraber ruhumuz da, duygumuz da aktı gitti be aşk.. bir sen anlarsın dilimizden, bir sen sararsın yaralarımızı ey aşk; gel ve al bizi.. al ve en derin kuytularına sakla bizi, sert soluğuyla gelirayak canımızı acıtan kara ve kanlı kışlara inat..
Yorumlar
Yorum Gönder