çok eskiden bir
kış günü annemle beraber köydeki eve gitmiştik.. annem; sen git ben birazdan
gelirim dedi.. minibüs beni evin önündeki yolda bıraktı, eşyalarımızı aldım eve
girdim. balkona çıktım annemi beklemeye başladım.. işte o an aşağıda kocaman
bir kangal köpeği ile göz göze geldim.. bir yandan annem uzaktan eve doğru
geliyor.. gittim içeriden yanımızda getirdiğimiz somun ekmekleri aldım, kocaman
parçalar halinde kopartıp, köpeğe atmaya başladım.. köpek bir yandan annemin
geldiği yöne doğru bakıyor bir yandan da akrobatik hareketlerle attığım
ekmekleri havada yakalamaya çalışıyor.. ben köpeği oyalamak için panik halinde
aceleyle ekmekleri fırlatıyorum.. tam annem bahçe kapısından göründüğünde köpek
bıraktı ekmeği beni, delirmiş gibi anneme doğru koşmaya başladı..
aklımdan neler
geçiyor.. köpek o devasa cüssesiyle annemin üstüne atlayacak ısırıp
parçalayacak, kanlı vahşi senaryolar.. avazım çıktığı kadar bağırıyorum bir
yandan aşağı atlayıp anneme doğru canhıraş koşturuyorum köpeğin ardından..
köpek koştu ben koştum.. köpek koştu koştu durdu annemin yanına varınca ve o an
ömür boyu unutamayacağım bir şey oldu.. köpek ön ayaklarını omuzlarına dayadı
eski bir dost gibi sarıldı anneme.. annem de onu sevdi başını okşadı.. bir süre
cilveleşti kangal, sonra kuyruğunu sallayarak birlikte yanıma geldiler..
hayatımda yaşadığım en garip anlardan biriydi.. korkudan dizlerimin bağının
çözülmesine mi yanayım.. tüm rızkımızı köpeğin önüne doğradığıma mı güleyim..
gördüğüm mutlu manzaraya mı sevineyim bilemedim.. korkma kızım o beni tanıyor
dedi annem.. yazın çok ekmeğimi yedi, köpekler insanlar gibi değildir, yapılan
iyiliği de kötülüğü de unutmazlar..
Yorumlar
Yorum Gönder