Ülke olarak
kocaman bir tımarhaneye dönüştürüldük. Ne ağzımızda tad kaldı, ne benzimizde
renk. Gülüşümüz yarım kaldı, yüreğimiz kederle doldu.
Tehlikeli
bir oyunun tam orta yerinde, öfkeden deliren, delirdikçe saldırganlaşan,
saldırdıkça daha fazla kan isteyen vampirlere dönüştürüldük.
İnsanlığın
tam orta yerinde bebeklerin, çocukların ölümüne akan kanlı gözyaşlarımız, ölüme
sevinen yaratıkların ağzından dökülen marazalı salyalara karıştırıldı.
Kimyamıza
zehir kattılar, kurşun döktüler simyamıza. Öyle bir virüs yaydılar ki bünyemize
iyilik, kötülük mefhumunu yitirdik.
Sapla samanı
birbirine karıştırıp öfke nöbetlerine girdik. Sarsıldık, titredik, inledik ama
iyileşemedik.
Aklımız
tutuldu, içimiz kavruldu, ruhumuz savruldu. Böldüler yarımızı, kestiler
yolumuzu, kırdılar kolumuzu, büktüler belimizi.
Birbirimize
duyduğumuz öfkeden gözlerimize bakacak yüzümüz kalmadı. İçimiz almadı,
çığlığımız duyulmadı, insanlığımız tamam olamadı bir türlü.
Acılar uç
uca eklendi buradan köye yol oldu. Kederli ruhlarımız taşıyamadı bu kadar yükü.
İnsan zaten ölmüştü, insanlıkta öldü tam oldu…
Yorumlar
Yorum Gönder