Hekimhan’a bağlı bir dağ köyündeydik. Babanın tayini oraya çıkmıştı. Çanakpınar köyüne bağlı İşlaman mezrası. Dağ başı, ilçeye altı saat yürüme mesafesinde. Baban, arkadaşının katırıyla, ayda bir ilçeye iner, öte beri alıp gelirdi. Tek odalı bir lojmanda oturuyorduk. Ama çok güzel bir köydü, yemyeşil, bahar gelmiş mis gibi bir hava. Baban sabahın köründe ava çıkmış daha dönmemişti. Sürekli keklik avına çıkardı sana hamileyken hemen her gün keklik getirirdi. Kaç defa dedim babana artık ava çıkma diye. Derler ki keklik avlamak uğursuzluk getirirmiş, iflah olmazmış vuranlar. Hep korkardım hiç istemezdim gitmesini. İşte öyle güzel bir bahar akşamı babanı beklerken, komşumuz Zekine ablayla kapının önünde dertleşiyoruz. O akşam, kızına görücü gelecekmiş, evde yemek yapacak bir şey yokmuş, iki ayağı bir papuca girmiş, kocasına söylenip duruyor. Gözü körolasıcaya dedim kaç defa, inmedi kasabaya, ne yapacağım ben şimdi, rezil olacağım misafirlere. T...