Keşke kurşunla öldürselerdi, çok acı çekmiştir yavrum diyen annelerin, evlatlarının çaresiz bakışları altında, günlerce sokak ortasında cansız yatan annelerin, çocuğunun cesedinden kalan parçaları eteğine toplayan annelerin, hiç olmasa bir mezarı olsun gidip başında dua okurum diyerek yavrusunun bir parça kemiğini isteyen annelerin, kızının cesedi kokmasın diye buzdolabına koyup, gözyaşlarını tülbentine, acısını içine akıtan annelerin, evladı gelir de bulamaz diye otuz yıldır evini boyatmayan annelerin, sanki şimdi kapı çalacak da içeri girecekmiş gibi ömrü çaresiz bir bekleyişle heder olan, evladının kokusuna, gül yüzüne hasret yitip giden annelerin, tabutuna yastık koyup benim kızım nazlıdır sert yerde yatamaz diyen ciğeri sökülmüş annelerin, göçük altında kalan oğluna, benim oğlum yüzme bilmezdi diye ağıt yakan annelerin, sokak ortasında öldürülen, tekmelenen, sürüklenen kınalı saçlı annelerin, velhasıl bu lanetli topraklara gözlerini açıp, bir gün yüzü görmeden hayatı, hep ka...